blank

Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı: “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük”

TEODORA DORİ Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı: “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük”

TEODORA DORİ
Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı: “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük”
 
Saatlerdir iyi bir sebep bulmaya çalışıyorum. Bu insanlar mutlaka düşünerek yapmışlardır bu hareketi diyorum. Ani bir kararla, sinirle veya hiç düşünmeden yapmış olamazlar diyorum kendi kendime. İyi bir sonuç elde edilir umuduyla yapılmış olabilir böyle bir hareket ama o umulan/istenen sonuç ne olabilir? Böyle sorular beynimi kemiriyor ve tatmin edici bir cevap maalesef bulamıyorum. İyi bir sebep bulamadığım gibi düşündükçe daha büyük bir üzüntü hissediyorum.

Evet, dediğim gibi saatlerce düşünüp durdum o fotoğraf karelerini gördüğüm andan itibaren. Salih Mirzabeyoğlu ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yan yana olduğu o fotoğraf karelerinden söz ediyorum. İlk anda Salih Mirzabeyoğlu ile duygu ve düşünce birlikteliği yapan insanların o fotoğrafları yayınlamış olabileceğine hiç ihtimal vermemiştim lakin kısa bir süre sonra yanıldığımı anladım.

Salih Mirzabeyoğlu’nun davası ve bu konuda yapılanlar/yapılmayanlar hakkında kendisi özgür olana kadar artık hiç yorum yapmayacağıma kendi kendime söz vermiştim. Artık benim için asıl önemli olan Salih Mirzabeyoğlu’nun bir an önce özgür olması. Zira hayal kırıklıklarının buna sebep olan konular ve şahısların o andan itibaren bir önemi de kalmamış olacak zaten.

Ama insan dayanamıyor işte ve sorma ihtiyacı hissediyor; Salih Mirzabeyoğlu’na niçin bunu yapıyorlar diye?

Velev ki Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir zamanlar Salih Mirzabeyoğlu ile yol ve dava arkadaşlığı yapmış olsun, velev ki Sayın Kılıç hakikaten koltuk sevdalısı olsun bütün bunların o fotoğraflarla ve onları yayınlamakla nasıl ilgisi olabilir. O fotoğrafları yayınlamakla tam olarak ne anlatılmak istenmiş olabilir.

İnsan değişebiliyor, fikir de değiştirebiliyor ki bu durum herkes için geçerli.

Yoksa Salih Mirzabeyoğlu özgürlüğüne kavuşmuş da cumhurbaşkanı adayı olmuş da Sayın Kılıç de rakibi olarak görülüyor da eski defterler onun için mi karıştırılıyor desek sadece demiş olmakla kalmaz çok berbat bir ironi de yapmış oluruz.

Yıllar önce Salih Mirzabeyoğlu’nun davasını ve ona yaşatılanları; yazdığım ilk yazılardan birinde de dilim döndüğünce, kalemimin mürekkebi yettiğince anlatmaya çalışmıştım. Bu tarz yayınlar yarar değil zarar veriyor diye yazmıştım. Yıllarca Salih Mirzabeyoğlu’na yapılan zulümleri, işkenceleri ispatlamak için yüzü gözü yara bere içinde olan fotoğrafları kullanıldı her mecrada ve tam tersi bir tesir yaptı. İnsanlar zulme uğramış birini görmedi o fotoğraflarda ne yazık ki tam tersi bir algı oluştu. Birçok insan yıllarca bu yanlış algıyı düzeltmek için çaba gösterdi elbette ve kimileri elinden geleni yaptı kimileri de yüreğinden geleni.

Şimdi Sayın Kılıç’ı; arkadaşlarına vefasızlık eden, davasını, arkadaşlarını terk eden, “satan” biri olarak göstermek için bu yayının yapıldığını anlıyoruz da biz anlıyoruz.  “Biz” derken kastım, Salih Mirzabeyoğlu ile ya dava, duygu ve yol arkadaşlığı yapan ya da yalnızca prensip olarak kim olursa olsun, kime yapılırsa yapılsın zulme karşı çıkma adına, mazlumdan yana duygu ve mücadele birlikteliği yapmış olan insanlar. Peki, başkaları nasıl anlıyor, bunu hiç düşünen, umursayan var mı?

Sözü fazla uzatmaya gerek yok.  Belki de bazı kimseler bu yazdıklarımı pek de anlamayacak veya yanlış anlayacak ama olsun ben iki fotoğraf karesi etrafında bir sürü laf döndürülmesine, kafaların karıştırılmasına dayanamadım ve yazdım işte. Çünkü kendi payıma Salih Mirzabeyoğlu’nun bir an önce o zindandan çıkmasını özgürlüğüne kavuşmasını umuyor, diliyor, bunun için hep dua ediyor ve  “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük” çağrısını bütün vicdan sahibi yürekli insanlar için bir kez daha kendi payıma tekrar etmek istiyorum.

Hem unutmayalım ki eski fotoğraflar geçmişten birer izdir, hepsi o kadar,  günümüze ve geleceğe dair hiçbir işaret belirtemezler. Özgürlük ve adalet çağrısı ise bugün için, gelecek için, bütün zamanlar için geçerlidir ve asla eskimez, her zaman yenidir.

Bu anlamda umudumu hiç yitirmedim zaten yazının başında da belirttiğim gibi Salih Mirzabeyoğlu özgür olana kadar konuşmayacaktım, yazmayacaktım demiştim. Yani hayallerim, umutlarım, dualarım hep o yönde, özgür olacağı o güne, o ana yönelik. Umudum o ki inancıyla, sabrıyla, haysiyetiyle yıllardır zindanda nasıl direniyorsa öyle de çıkacak zindandan başı dimdik, onuruyla, haysiyetiyle…

 

18 Nisan 2014 Cuma / teodoradoni.com

Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı Eski fotoğraflar ve eskimeyen çağrı
Share

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir