Siz ne dersiniz Sayın Başbakanım Türkiye o günleri görür mü?

“YENİŞAFAK GAZETESİNDE 7 Mayıs 2012 tarihinde TEODORA DONİ “Parti Ak, kadınları ak, bu mu bütün fark…” başlıklı yazı yazmıştır. Köşe yazısının, her iki çalıştay raporumuz okunmadan gazetelerde çıkan haberler üzerinden yazıldığı yazarın da ifadeleriyle anlaşılmaktadır. Adı geçen yazıda belirtilen çalışmalar “Doğu Ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kadın Sorunları Ve Çözüm Onerileri” konulu çalıştay 26 Ocak 1012 tarihinde, “Kadın Bakış açısıyla Yeni Sivil Anayasa” konulu çalıştay ise 14 Mart 2012 tarihinde Genel Merkez binamızda gerçekleştirilmiştir. Her iki çalıştaya da alanda çalışmaları bulunan, STK, üniversite, kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri ile siyasetçiler katılmıştır. Adı geçen çalıştayların hem katılımcı listesi hem de sonuç raporları teşkilatımız internet sitesinde https: //kadinkollari.akparti.orcı.tr/turkce/index.asp adresinde yayınlanmaktadır. “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Kadın Sorunları ve Çözüm Önerileri” çalıştayı sadece Kürt ve PKK meselesi ekseninde bir çalışma değildir. Yoksulluk, eğitim gibi bölgenin önde gelen sorunları da kadın ekseninde ele alınmıştır. Gazetelerde ise sadece Kürt meselesi ve PKK sorunu olarak haber olmuştur. “Kadın Bakış Açısıyla Yeni Sivil Anayasa” çalıştayında ise yine aynı perspektif ile katılımcılar yer almıştır. Tartışma başlıkları içinde yer alan zayıf bir görüş bir başka gazete tarafından çalıştaydan çıkan sonuçmuş ve partimizin de görüşümüymüş gibi haber yapılmıştır. Çalıştaylar tüm katılımcıların görüşlerine yer verecek şekilde raporlanmaktadır ve parti görüşünü yansıtmamaktadır. Bu konu da 5 Mayıs 2012 tarihinde hem internet sitemizde basın açıklaması yayınlanmış ve haberi yapan gazete ile Anadolu Ajansı’na da açıklama gönderilmiştir. Yazar köşe yazısını yazmadan evvel keşke adı geçen raporları ve basın açıklamamızı okumuş olsa idi. Yazının eksik ve yanlış bilgi ile kaleme alınması kurumumuzun kamuoyu nezdinde yanlış tanıtılmasına sebebiyet vermiştir. Konunun bu şekilde özensiz olarak ele alınması büyük bir talihsizliktir. Saygıyla duyurulur…“

Evet, basın açıklaması böyle. Gelelim benim diyeceklerime. Öncelikle hiçbir yazımı “eksik ve yanlış bilgi ile özensiz olarak kaleme” almam söz konusu olamaz. Ulusal basında, “Türkiye’nin Birikimi”  dediğimiz “Yeni Şafak” gibi saygın bir gazetede yazmanın hem eksiksiz ve doğru bilgi hem sorumluluk ve ciddiyet hem de özen ve hakkaniyet gerektirdiğini biliyorum. Bütün yazılarımı bu duyarlılıkla, bu anlayışla yazıyorum.

“Yazar köşe yazısını yazmadan evvel keşke adı geçen raporları ve basın açıklamamızı okumuş olsa idi.“ denmeden önce ki ben okudum onları, keşke o yazımda atıfta bulunduğum bir önceki yazım da okunmuş olsaydı, demeyeceğim. Çünkü okunmadığını sanmıyorum, sadece görmezden gelindiğini düşünüyorum. Ki bu basın açıklamasını yapmalarından önce birçok Ak Partili yetkilinin yaptığı gibi beni telefonla arama nezaketini gösterselerdi kendilerine bunları ve burada sınırlı yerim nedeniyle yazamayacağım daha birçok ayrıntıyı anlatırdım. Kaldı ki her iki yazımda da özetle “AK Parti’nin; Kürt Sorunu’nun da, kadınların karşı karşıya olduğu Erkek Egemen Toplum Sorunu’nun da, Başörtüsü Sorunu’nun da çözümü yolunda iddialı olduğu ölçüde yeterli adımlar atamadığı”  ve kadınlara aktif siyaset imkânının çok az verildiği, bir il başkanının (il kadın kolları başkanı değil, İl başkanının) bile kadın olmadığı vurgusu vardı. Bu yönde AK Parti Kadın Kolları’nın da etkin bir mücadele içerisinde olmadığını söylediğimden midir bilemiyorum bu samimi yakınmam da görmezden gelinmiş ve basın açıklamasında “kurumumuzun kamuoyu nezdinde yanlış tanıtılmasına sebebiyet vermiştir” denilmiştir.

Şimdiye kadar hiçbir televizyon programına katılmayan, görsel medyada hiçbir şekilde yer almayan, bir iki röportaj ve soruşturma dosyası (bir konu hakkında görüş bildirme) dışında yazılı medyada da görünmeyen, sadece haftada bir gün Pazartesi’leri Yeni Şafak’ta bu köşede yazan biri olarak, ulusal basında yazan yüzlerce köşe yazarından sadece biri olarak nasıl başarabilirim bunu. Kimin aklı alır bunu bilmem, benim almıyor. Sadece bir yazımla koskoca bir partinin kamuoyu nezdinde yanlış tanınmasına nasıl sebebiyet verebilirim.

Yıllardır iktidarda olan, her seçimde oyunu artıran ve hala alternatifi yok denilen, arkasında millet desteği olan güçlü bir siyasi partinin kamuoyu nezdinde yanlış tanınmasına sadece bir yazının sebebiyet verebileceğini düşünmek ve bunu basın açıklaması yapacak boyuta vardırmak niye? Görmezden gelinen gerçekler karşısında özeleştiri yapmak yerine böyle bir ithamla bundan kaçmak, gerçeğin üstünü örtmek niye?

AK Parti Teşkilatlarının kongre sürecine girdiği şu günlerde AK Parti Kadın Kolları olarak İl Başkanlıklarına Aday Kadınların mücadelesine ne kadar destek veriliyor acaba, doğrusu ben çok merak ediyorum. Öyle sanıyorum ki AK Parti’ye oy veren bütün kadınlar da bunu çok merak ediyor.

Ben, Sayın Başbakan’ın kadınların da en az erkekler kadar siyasette aktif olmasını istediğini ancak bu anlayışın AK Parti erkeklerinin çoğunluğunda ve fıtratını unutmuş gibi görünen kadınlarında hiç de karşılık bulmadığını ve bu durumda AK Parti Kadın Kolları’nın bu yönde etkin olmasının ve Sayın Başbakan’ın isteğine destek vermesinin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. İnşallah böyle bir çabası vardır AK Parti Kadın Kolları’nın ve artık bu çaba yansır basın açıklamalarına. Ve daha önce de dediğim gibi inşallah artık kadınların da erkekler kadar il başkanı, ilçe başkanı, milletvekili ve bakan olduğu günler gelir.

Siz ne dersiniz Sayın Başbakanım Türkiye o günleri görür mü?

14 Mayıs 2012 Pazartesi / Yeni Şafak

Siz ne dersiniz Sayın Başbakanım Siz ne dersiniz Sayın Başbakanım