Mahzun gönüllerin Neşe’si

Geçen haftaki yazımda "İnsanlar çok bilinçsiz, ne yediklerinin ne içtiklerinin farkında değiller" derken değerli yazar Neşe Kutlutaş'ın "Nane Limon Kabuğu" isimli kitabını ve bununla ilgili bir anımı hatırlamıştım. Ancak konuyu bir iki satırla geçiştirmek istemediğim için yazmamış ve bu haftaki yazımı tümüyle Neşe Kutlutaş'a ayırmaya karar vermiştim.

4 yıl kadar önceydi, hastaydım ve Neşe Kutlutaş evime beni ziyarete gelmişti. Bir Vadi Yayıncılık kuruluşu olan Kim Yayınlarından çıkan,  "Nane Limon Kabuğu" ve "İlaç şirketleri kızacak ama…" isimli kitaplarını da o zaman beraberinde bana getirmişti. Rahatsızlığımdan dolayı evime gelen çok misafir vardı ve onlardan biri Neşe Kutlutaş'ın kitaplarına bakıyordu ki birden şaşkınlıkla:  Meğer şalgam havuçtan yapılıyormuş, dedi. Bunda şaşıracak ne var ki, dedim ben de. Şaşırmış, çünkü çocukluğundan beri şalgamı severek içiyormuş ama havuçtan yapıldığını bilmiyormuş. Şaşıran bu arkadaşın mesleğini ve eğitim düzeyini söylesem, bu kez siz çok şaşıracaksınız, iyisi mi söylemeyeyim.

Evet, bu yazımı Türkiye'de tanımaktan gurur duyduğum, oğlumun Neşe Neşe'si, kızımın teyzesi ve arkadaşı, benim ise can dostum değerli yazar Neşe Kutlutaş'a ayırdım. Hayatımın en zor anlarında hep yanımdaydı.  Yıllarca yazdığı Gerçek Hayat dergisinde yazılarını artık göremeyince kendi isteğiyle dergide yazmayı bıraktığını düşünmüş ve bu kararının nedenini sormak için kendisini aramaya cesaret edememiştim. Mutlaka haklı bir sebebi vardır, demiştim. Zaten zor olmuştur böyle bir karar vermesi, bir de meraklı insanların sorularına muhatap olmak istemez, diye düşünmüştüm. Ancak, Gerçek Hayat'ta yazmayı kendi isteğiyle bırakmadığını, bunun dergi yönetiminin isteği olduğunu geçtiğimiz günlerde Dünyabizim'de yayınlanan söyleşisinden öğrendim.

Aynı söyleşide Neşe Kutlutaş'ın, Gerçek Hayat’tan sonra senaryo çalışmalarına başladığını, belgesel senaryoları yazdığını, bunlardan en çok haz alarak yaptığı çalışmanın Kafkas İslam Ordusu Belgeseli olduğunu bu vesileyle "Cumhuriyet sonrası türeyen kurgusal tarih yazıcılığının bizi nasıl bir girdaba soktuğunu ve tarihimizi yeniden ihya etmenin ne kadar mühim olduğunu gördüğünü" okudum.

Bu bana, Neşe Kutlutaş'ın Birun yayınlarından çıkan "Kayıp Topraklar" isimli kitabı hakkında benim birkaç ay önce yazdığım ve Ayraç dergisinde yayınlanan yazımı hatırlattı. Ben de o yazımda: Devlet arşivlerindeki belgelerde kolay kolay rastlanılmayacak olan tarihin asıl canlı tarafını, insanların günlük hayatta yaşadıklarını ve hissettiklerini anlatan böylesi kitaplar sadece tarihçilerin değil sosyologların, edebiyatçıların, siyaset adamlarının da yararlanabileceği çok özel kaynaklar, demiştim.

Öyle sanıyorum ki, birçoğumuz Neşe Kutlutaş'ı öncelikle Gerçek Hayat’taki yazılarından tanıdık. Elbette Gerçek Hayat dergisi yönetiminin kendi tasarrufudur dergide kimlere yazdıracağı.  Ancak Neşe Kutlutaş o dergiyle özdeşleşen bir isimdi. Artık Gerçek Hayat'ta yazmayan Hakan Albayrak ve Gökhan Özcan gibi.  Bu isimler anılınca hala çoğu insan hemen Gerçek Hayat'ı hatırlar.

Hakan Albayrak ve Gökhan Özcan gazetemiz Yeni Şafak'ta yazmayı sürdürdükleri için Gerçek Hayat'taki yoklukları okuyucularının hasretine neden olmuyor belki. Ancak Neşe Kutlutaş için aynı durum söz konusu değil, çünkü Gerçek Hayat'ta yazmayı bıraktığından beri başka yerde de görünmedi ve okuyucuları yazılarını çok özledi.

Neyse ki artık Neşe Kutlutaş'ın okuyucuları ve sevenleri onu bulabilecek, ona ulaşabilecekler. İlk duyduğumda ben şahsen çok sevindim çünkü artık o çok sevdiği, o çok ilgilendiği, yorulmak bilmeden araştırdığı konuları yazabildiği ve bizlerle paylaşabildiği birkaç yer var.

Neşe Kutlutaş,  şimdi Optimar Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin öncülüğünde, birçok konuda derli toplu bilgilerin sunulduğu ve sunulacağı internet siteleri ile ilgili yoğun bir çalışmanın içinde. Bunlardan yayına başlayanlar: www.nanelimonkabugu.org , www.herseykolay.net ve www.siviltoplumhaber.com.

Okuyucuları hatırlayacaktır, Neşe Kutlutaş; Gerçek Hayat'ta birçok konudaki güzel yazıları dışında uzun süre güçlü ve yürekli kalemiyle Esma-ül Hüsna duaları yazdı. Yayınlayacak bir yayınevi çıkarsa, bütün gelirini İHH’ya bağışlamak şartıyla, Neşe Kutlutaş'ın Esma-ül Hüsna dualarının kitap olarak yayınlanmasını kabul ettiğini de buradan özellikle yayıncılara duyurmuş olayım.

Elbette takdirle karşılanacak bir bağış isteği bu ve şu an hatırlattıklarıyla da son derece anlamlı, çünkü İHH dünya çapında çok önemli insani eylemlere öncülük eden bir insani yardım vakfı. Bu günlerde "Rotamız Filistin, yükümüz insani yardım" kampanyası kapsamında uluslararası bir katılımla birçok gemiden oluşan büyük bir yardım filosu ile Filistin'e tıbbi cihaz, ilaç ve inşaat malzemeleri götürüyor İHH. Yardım götüren bu gemiler ve gemilerdekiler kazasız belasız hedefine ulaşsın, yardımlar mazlumların imdadına yetişsin inşallah. Ey zalimlerin tuzaklarını boşa çıkaran rabbim, dualarımızı kabul eyle.

Şu an Gazze limanına doğru yol alan gemilerdeki İHH gönüllüleri kardeşlerimiz için bir kez daha böyle yürekten dua etmemize vesile olan, iyilik ve yardımseverlik timsali, mahzun gönüllerin Neşe'si, can dostum Neşe Kutlutaş'a yeniliklerinle, iyiliklerinle hoş geldin diyor; yeni yazıları, yeni kitapları heyecanla bekliyoruz.

1 Haziran 2010 Salı / Yeni Şafak 

Mahzun gönüllerin Neşe'si