blank

Müsrifler, çöpçüler ve festivaller?

TEODORA DONİ Müsrifler, çöpçüler ve festivaller?

TEODORA DONİ
Müsrifler, çöpçüler ve festivaller?
 

Şimdi yaz geldi ve çeşitli festivaller başladı.

Tamam, belki bu çağda bunlar gerekli, tanıtım, turizm, vs. ama bu sebze-meyve festivallerinde yapılanlar korkunç bir şey.

Nimetler ayaklar altına alınıyor veya top gibi birbirine atılıyor.

Oysa dünyada o kadar çok aç insan varken ve o nimetlerden sadece bir tanesini bile belki o gün yiyememişlerken, Allahın yarattığı bu nimetlere ne cesaretle bu saygısızlığı yapabiliyorlar.

Bu nasıl bir anlayış, bu ne vicdansızlık.

İşin bir acı tarafı da, festivalleri isimlendirirken kültür-sanatla en ufak bir ilgisi olmadığı halde hiç utanmadan bir sebze veya meyve adının yanına ?kültür-sanat? ibaresini de ekliyorlar.

Bu festivallerin bir tek ilgisi olabilir kültürle, ?israf kültürü?yle?

Evet, bu israf kültürü öyle yaygınlaştı ki, sebze-meyve üreticileri fiyatları protesto etmek için de nimetleri yollarda acımasızca dökebiliyorlar.

Fiyatlar düştüğü için denize döktükleri kamyonlarca sebze ve meyve var, sırf az bulununca fiyatı yükselecek diye.

Benden onlara bir tavsiye, gidip Afrika'ya dağıtsınlar şu nimetleri, böyle yapsınlar protestolarını veya festivallerini.

Eğer o insanlara bu nimetleri götürürlerse gerçekten bu bir festival olur, hem bunu yapan hem de bu nimetlerden yararlananlar için.

Festival yapılıyor ateş yakılıyor, protesto yapılıyor yine ateş yakılıyor.

Ben bu tür görüntüleri izlediğimde veya gazetelerde okuduğumda çok üzülüyorum demek çok hafif kalır hissettiklerimin yanında.

Belki abartıyorum sanıyorsunuz ama o gün kendimi dövülmüş gibi hissediyorum.

Yazımın devamında anlatacağım şeylerden bunun nedeni inşallah daha iyi anlaşılır.

Hepimizin çocukları var. Allah aşkına biraz o çocuklarımızı düşünelim. Şu dünyada hiç bir şey sonsuz değil. Yaşadığımız bu hayat da.

Çocuklarımızı düşünmediğimiz için tabi onlara doğru düzgün bir şey de öğretemiyoruz.

Sadece günü kurtarma derdimiz olmamalı, önemli olan yarın ne olacak ve daha da önemlisi ?yevmiddin?de nasıl hesap vereceğiz.

Çocuklarımız için biz veliler olarak zaten bir şey yapmıyoruz, okullarda da hep hazıra konma öğretiliyor.

Bu fazla iddialı bir söz gibi gelebilir size ne var ki şimdi çok küçük bir hikâye ile durumu özetleyeceğim ve sanırım o zaman bana hak vereceksiniz.

Birkaç sene önce bir gün çocuğum okuldan eve bir davet kâğıdıyla geldi.

Davet kâğıdında Okul Müdürünün imzası vardı ve görüşme için okula çağrılıyordum.

Doğruyu söylemek gerekirse çok şaşırdım çünkü benim çocuğum çok küçüktü ve ne yapmış olabilir diye bir sonra ki güne kadar düşünmekten nerede ise delirecektim.

Çünkü ne gelen kâğıtta ne sorunun ne olduğu yazıyordu ne de çocuğum bu konuda bir şey biliyordu.

Neyse ikinci gün çocuğumla birlikte okula gittim ve önce öğretmeni ile konuştum. Öğretmen, durumdan haberinin olduğunu konuyu müdüre kendisinin ilettiğini söyledi.

Hayırdır hocam dedim;  (hocam kelimesi hakkında başıma gelen çok komik bir anımı inşallah unutmasam daha sonra bir yazımda sizlere anlatacağım )

Ya çok önemli bir konu değil, biliyorsunuz ben okul için velilerden para toplamaya karşıyım ve müdür bey benden birkaç velinin adını istemiş sizinle bu konu hakkında konuşacak çünkü sadece bizim sınıftan okula bağış yapılmıyor, dedi.

Ya hocam siz de tam adamını buldunuz biliyorsunuz ben yabancıyım ve bu konuda sizden farklı düşünmüyorum, yani ben ne müdür beye ne de size bu konuda yardımcı olamam, dedim.

Ben de zaten onun için sizin adınızı verdim ya dedi öğretmenimiz.

Tövbe tövbe ya hocam ben düşündüğünü söyleyen biriyim şimdi bir de müdür beyle bizi tanıştırma dedim ama sonuçta o toplantıya katılmak zorunda kaldım.

İyi mi oldu?

Sanmam, çünkü ben çenemi boşuna yordum ve toplantı sonuçsuz kaldı, ne müdür bey beni anlayabildi ne de diğer veliler.

Ne mi konuştuk o toplantıda, özetlemeye çalışacağım.

Müdür bey derdini anlattıktan sonra ben de kibar bir hanım olarak eğer izin verirse bu konu hakkında düşündüklerimi, kendi okul hayatımdan kısa bir örnekle anlatacağım, dedim.

Ben okula gittiğimde ki o zaman ?komünizm? vardı ülkemde, sadece velilerden para istenmiyordu.

Öğrencilerden belli miktarda cam, kâğıt, demir hatta inanmazsınız belki, papatya çiçekleri bile istiyorlardı. Bunu şaka sanıyorsunuz belki ama gerçek.

Bu istenilenleri getirmeyen öğrencilerin davranış notunu düşürürlerdi.

Niye yalan söyleyeyim biz bütün öğrenciler buna çok sinir olurduk.

Toplanması bir dert, okula götürülmesi başka dert.

Bir evden birkaç kardeşin aynı anda okula gittiğini düşünün, sırf notumuz kötü gelmesin diye evde kâğıt, cam gibi şeylerden en ufak bir parça bile bırakmazdık.

Şimdi bizim afacanlıklarımızı anlatmayayım, belki çocuklar da okur bu yazıyı (ki bazı çocukların yazılarımı takip ettiğini biliyorum), sonra aynısını yaparlar, bu da hoş olmaz tabi.

Neyse müdür bey, dedim, şöyle özetleyelim. Bu okulda bilmem kaç tane çocuk okuyor benim dediklerimi yapın, hatta bu da yetmez kantinden alınanların geri dönüşümü olan çöpleri de değerlendirin.

Ha, hala para eksik kalıyorsa, o zaman söz, siz benden istemeden ben gönül rahatlığı ile parayı verir helal da ederim.

Müdür bey çok rahatsız oldu bu önerimden çünkü kendileri ?çöpçü? değilmiş, bunu ben değil kendisi söyledi.

Ekmeğini taştan çıkaran, çöplüklerden geri dönüşümü mümkün maddeleri toplayarak satıp geçimini temin eden onurlu insanlara biz ne diyeceğiz o zaman.

Müsriflerimizin verdiği zararı bir nebze de olsa onlar azaltıyorlar.

Valla ben çöpçü olmaktan hiç rahatsız olmam ve sakın bana  ?ama senin ülkende o zamanlarda komünizm vardı? bu yüzden böyle şeyler yapılıyordu demeyin.

İnşallah demezsiniz.

Bizimkiler de çok modernleştiler ki, ya da kapitalist dünyaya öyle uyum sağladılar ki, bu anlattıklarım artık Romanya'da da yapılmıyor.

Gerekçe de sanırım çocuk hakları falan.

Ama?

Çocuklar yiyecek bir lokma yemek bulamayınca asıl o zaman sorarlar işte hepimize çocuk haklarını.

Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler

06 Temmuz 2009 Pazartesi  / timeturk.com 

Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler  Müsrifler

Share

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir